SIR MÜEBBET

SIR MÜEBBET

Ecel her gün beklemede;
Boza her an ensemizde;
Şayet pişmediyse henüz
Halimize şükrederiz
 
Yeni doğan bir sabahta,
Ya da yorgun bir akşamda.
Saklı bir gizdir yaşamda
Ölümle hep biz bizeyiz
 
Sonumuzu düşünmeyiz
Gece gündüz seferdeyiz,
Gelince akıbet başa,
Birdenbire çark ederiz. 
 
Boynumuzda kıldan siper,
Eksiliriz birer birer,
Zamanı da belli değil
Beklemektir kaderimiz
 
Sıradakini bilmeyiz;
Şifreyi de çözemeyiz.
Mangalda kül sorulursa,
Haddimizi hiç bilmeyiz.
 
Bir kalemde can veririz
Neden niçin bilemeyiz
Başka can düşerken yola
Artık biz de göçebeyiz
 
Ne yaptığımız hesaplar,
Ne kurduğumuz hayaller,
Son kez yaşla dolar gözler
Dürülünce defterimiz
 
Belki ağıtlar yakılır,
Yanık bir türkü söylenir.
Belki de faili meçhul;
Kör kurşunla can veririz
 
Anlaşılmaz zor muhabbet,
Gönülsüz kucaklarız biz.
Yaklaştıkça sır müebbet;
Dehşet içinde bekleriz.
 
    CAN CEYLAN