ÖNSÖZ
Bu kitap, yıllardır okuma ile uzaktan yakından ilişkisi olan herkesin duyabileceği bir gereksinmenin ürünüdür. Öyle bir özlem ve öyle bir gereksinme ki bu özlem ve gereksinmeyi karşılama, doyurma gücünü kimse kendisinde bulamamıştır. Hele Goethe gibi ünlü bir yazar ve usta bir okur da “Okuma sanatların en gücüdür.” dedikten sonra, bu sanatın teknik ve metotlarını sergileme cesaretini hiçbir yazar kendinde bulamamıştır. Salt bu ürkeklik ya da haddini bilme nedeniyle bu konuda şimdiye değin derli toplu bir eser yazılmamıştır.
Belki çizmeden yukarı çıkmak ya da haddini bilmezlik olacak ama ben bu gereksinmeleri az da olsa giderici, derli - toplu bir eser yazmayı kafama koydum. Okuma sanatı ile ilgili olarak şurada burada, yazılmış düşünce kırpıntılarını gözden geçirdim. Bir uygulayıcı olarak, uygulama ve deneme sonuçlarımı da saygın öneri ve düşüncelerle bağdaştırıp kaynaştırarak bir eser vermeye karar verdim.
Diyebilirim ki bu kitap yirmibeş yılda yazılmıştır. Bir bakıma, yirmibeş yıllık meslek yaşamıma okuma tutkusu güçlü olan öğrencilik yıllarımı da eklersem 35-40 yıldır okuma teknik ve sanatını öneren bir yol gösterici esere daima özlem duydum. Bu süre içinde de bu kitabın iskeletini oluşturdum, uygulamalarını yaptım.
Lise üçüncü sınıfa gelmiş öğrencilerinin bir metni hâlâ heceleyerek okuduğunu gören, devlet yönetiminde sorumluluk mevkilerine gelmiş görevlilerin harflere ve sözcüklere yabancılıklarına tanık olan bir öğreticinin, çok iddialı bir konuda, kitap yazmaya karar vermesini olağan ve haklı karşılayacağınızı umarım.
Usta yazarlar ve okuyucular beni kınamasınlar. Uğraşı ürünümü azımsamasınlar. Bakınız, şimdiye değin, Mutluluk Sanatı - Yaşamak Sanatı - Konuşma Sanatı - Düşünme Sanatı - Yazma Sanatı gibi eserler veren yazarlar hiçbir zaman kendileri, eserlerini aşamamışlardır. Daha açık bir deyişle vurgulamak gerekirse: Mutluluk Sanatı’nı yazan ALAIN dünyanın en mutlu insanı, Yaşamak Sanatı’nı yazan A. Maurois dünyanın en uzun ömürlü insanı, Düşünme Sanatı’nı yazan Jean GUITTON dünyanın en ünlü düşünürü ve yine Yazma Sanatı’nı yazan pek çok yazar dünyanın ünlü yazarları olabilmişler midir? Bu soruya “Evet” yanıtını kolaylıkla verebilir misiniz? Bu nedenle, böylesine ustalık isteyen bir konuda eser sergilediğimi gören okuyucular, benim usta bir okuyucu olduğumu ya da bu konuda yeterli bir kişi olduğumu sanmasınlar. Ben bu ilk girişimimle ürküntü zincirini kırmış oluyorum. İlk adım benden, sonrası üstatlardan.
Ayrıca, beni haklı bulacağınıza inandığım bazı yakınmaları da sergilemeden geçemeyeceğim. Pek çok eğitimci, çocuklarının gelişme ve eğitimiyle yakından ilgilenen ana-babaların çoğu; çocuklarından yakınırlarken: “Hiç kitap açtığı yok. - Okuyor ama kafası almıyor. - Hiç ders kitabı açtığı yok, öyle resimli roman okuyor.” diye sızlanırlar ve gelip biz eğiticilere danışırlar: Neler okutalım? - Hangi kitapları önerirsiniz?.. derler. Yine pek çok bilinçli öğrenciler ve gençler içtenlikle sızlanırlar: “Efendim, okuduğumu anlayamıyorum. - Efendim, hangi kitabı, romanı okuyayım? - Neler okumamı önerirsiniz? - Efendim ben bu eseri anlayamadım... derler. Bizler de eğitici olarak pek etkili olacağına inanmadığımız bazı öneriler sıralarız yakınanlara. Bazen kişisel görüş ve zevkimize uygun eserler önerir, kendi çizgimize çekeriz onları. Bazen de okuma konusuyla sorunları olanlara ayıracak uzun uzun zamanımız da olmaz.
Kısaca şunu belirtmek istiyorum: En usta okuyu-culardan tutun da eline fırsat geçtikçe gelişigüzel oku-yanına kadar hangi okuyucu, kendisinden yardım isteyen bir kişiye, okuma sanatı ve tekniği konusunda, bu konu uzun bir zaman gerektireceği ve yardımın sistemli yapılması gerekeceği için, hangi eseri salık verebiliyorsunuz?.. İşte bu kitap böyle bir eksikliği karşılamak için yazılmıştır. Belki bir başlangıçtır, belki yetersizdir. Ama daha doyurucu ve etkili olabilecek eserlere bir öncüdür.
Zevklerin kişiden kişiye göre değiştiği de söylenegelir. Bu nedenle bu kitapta öneriler şeyler zevklerinize de uymayabilir. Zaten tartışmaya ve eleştiriye açıktır bu kitap. Beni, eleştirilerin burukluğu, tartışmaların sertliği değil; “Nasıl okuyayım?... Neler okuyayım?” sorularına hazır, el altında yanıt bulabilen okuyucularımın sevinci ilgilendirecek, onların rahatlığı mutlu edecektir.
Beni bu çalışmaya zorlayan tüm öğrencilerime, böyle bir çalışma yapma zamanını önüme serenlere, kitabımı eleştirme zahmetine katlananlara, birbirlerine önerenlere sonsuz teşekkürler...
ZEKİ CEYLAN